“Tact of Teaching”ler – eğitsel düşüncelilik, incelik anlamında – öğretmenleri birlikte öğretmek üzere bir kontak noktası bulmaya davet ediyor olacak. Kendi öğretilerindeki bireysel meraklarını, araştırma sorularını bulmak ve bunları, çalışma arkadaşlarının sorularıyla buluşturarak takip etmek. Uygulama sırasında öğrenmenin pedagojik duyarlılık, dikkat ve ince bir anlayış gerektirdiğini varsayarak; hem öğretmenlerin hem de katılımcıların sınırlarını zorlamayı, aynı zamanda onlara ilham vermeyi umuyoruz.
LAB’lar:
Katılımcıların önereceği laboratuvarlar için zaman dilimleri ayırdık. Bu zaman dilimlerinde kendi merak ettiğiniz, araştırmak istediğiniz konuları önerip, benzer ilgi alanlarını paylaşan insanlarla birlikte araştırabilirsiniz.
Birebir:
Etkinlikte yer alan öğretmenlerden biri ile yaklaşık 15 dakika sürecek birebir bir çalışma / dans yapabilirsiniz. Bir soruyla, merak ettiğiniz ya da öğrenmek istediğiniz bir konuyla ya da dans sonrası geri bildirim talebiyle bu zaman dilimini değerlendirebilirsiniz.
Mutfak Masası Sohbeti:
Mutfak Masası, alışılmışın dışında bir performans yaratarak herhangi bir konu hakkında açık tartışma (bu durumda Kontak Doğaçlama hakkında ya da dolaylarında) yürütülmesi için oluşturulmuş bir düzenektir. Belirli bir süre boyunca ilgilenen herkes tartışmaya tanık olabilir ve / veya katılabilir. Tartışmanın çerçevesi açıktır ve konuşmacı değişimi aktif olarak teşvik edilir.
Alexander Tekniğinden Kontak Doğaçlamaya: Eylemde (Askıda) Kalmak
Son birkaç yılda, gönüllü olarak yeni hareketler öğrenmek için kullandığımız teknikler beni çok etkiledi. Alexander Technikte bazıları, kasların birincil işlevinin, dengemizi bozan güçlere ve değişkenliklere karşı, dik duran yaratıklar olarak bütünlüğümüzü ve güvenliğimizi sürdürmek olduğunu savunuyorlar. Kasların harekete geçme kabiliyeti ancak ikinci sırada gelecektir – dik duruşa ulaşmayı “başardık”tan sonra. Denge kurma, hareketlerimizin arka planı (gölge) olarak işlev görür. Gönüllü hareketlerimiz bu temel üzerine inşa edilmiştir: kolunu kaldırmak, yakalamak, (bir şeyi) yükseltmek, değiş tokuş etmek, atmak, zıplamak ve bunların hepsini düşmeden yapabilmek.
Tabii ki, bu işlem ancak diğerleriyle ve içinde bulunduğumuz çevre ile etkileşimde ve hareketlerimizin etkileriyle ilgili sürekli öngörülerde bulunmamız yoluyla mümkün olmaktadır. Bu, bir elmayı, bir su şişesini veya başka bir insan bedenini kaldırırken beden pozisyonumuzda ince ayarlar yapmamızı sağlar. Bu öngörüler sayesinde, ağırlık kaldırdığımız her seferde düşmüyoruz.
Alexander Tekniğinin önemli bir kısmı, hareketin anlatımsal potansiyelini desteklemek için bu sürekli ayarlamaya mümkün olduğunca yakın kalmaya izin veren bir dikkat kalitesi geliştirmekten oluşur.
Kontak Doğaçlama’da, eşlerimizle birlikte düşüyoruz ve oryantasyon kaybımızla oynuyoruz. Bu paylaşılan bölgede, ortak hareketlerin ortaya çıkmasına izin vermek için bireysel ve benmerkezci kestirimleri geçici olarak askıya alıyoruz.
Bu paylaşılan bölgeyi genişletebilir miyiz?
Hareketlerimizin etkileri ile ilgili tahminlerimizi askıya almayı kendimize öğretebilir miyiz?
Yeni hareketlere temel oluşturmak üzere, kolektif potansiyelimizin alanında yaşayabilir miyiz?
Çevremle olan ilişkimin niteliği, var olan güçlere gereken uyumu etkileyebilir ve destekleyebilir mi?
Alexander Techniques’in “bırakma” dediği şeyi kasıtlı bir faaliyet olarak değil, alanı kararsızlığa açık tutma kapasitesi olarak uygulayabilir miyiz?